Yemek tutkum çocukluğumda başladı; önce yemeyi sevdim, sonra da yapmayı :) 12 yaş itibarıyla beni mutfağın dışında tutamayan annemin katkılarıyla klasikleri öğrenmeye başladım. Zeytinyağlılar, etliler, tatlılar, Türk mutfağı, Karaçay mutfağı derken 20’lerime yaklaştığımda bunlar bana kâfi gelmemeye başladı; dünya mutfağına açıldım. Kendi kendime küçük denemeler yaptım, yedim, yedirdim. Zavallı deneklerim konumundaki ailem çoğu zaman benim bu hallerimden hoşnut kalırken, kimi zaman da akşam yemeklerinin nefret odağı haline geldim. Tüm bunlar böyle sürüp giderken kendimi bir türlü alıkoyamadığım nokta, hiçbir zaman tariflere sadık kalamayışım oldu. “Bence bu böreğe kapari iyi gider”, “köfte harcına biraz da ceviz mi koysam?”, “bu tatlıya karabiber ayrı bir hava katar” derken, alabileceğim övgüleri riske atarak havada bana doğru uçan bir terlikle karşılaşmışlığım çoktur :) Son zamanlarda, önüne koyduğum her şeyi iştahla silip süpürmesinden mütevellit en gözde deneğim haline gelen kocacığım Samet Kaşık’ın teşviki ile açtığım bu blogda ilginç denemelerimi sizlerle paylaşacağım. Ya da Samet’in deyimiyle, yaptıklarımı burada paylaşayım ki doktorlar neyden zehirlendiğimizi bulabilsinler :) Sizin muhtemelen “yok artık bu da ziyan” diyeceğinizi tahmin etsem de, garip lezzetlerimi birer sanat eseri ve neşe kaynağı olarak gördüğümü itiraf etmeliyim. Lezzet deneylerimi gerçekleştirdiğim güzel mutfağım “The Lab in Kitchen”a hoşgeldiniz! NOT: Burada paylaşılan tarifleri evde denemeyiniz! Kalite kontrolünü bizzat kendim yaptıktan sonra “denenebilirlik endeksi”ni her tarifin sonunda sizinle paylaşacağım :)
mutfak, yemek tarifleri, deneysel mutfak, the lab in kitchen, özgünün mutfağı
