sikolojik problem yaşayan insanların, başarılı olamayan öğrencilerin, hayatından vazgeçmiş insanların, hepsinin ortak bir problemi var o da hedefleri olmaması. Hedefsiz insan boşuna yaşayan insandır. Her insanın mutlaka bir hedefi olmalıdır. Öğrencilere, öğretmenlere, anne-babalara, iş dünyasına yaptığım seminerlerde katılımcılara ilk sorduğum soru budur. Hedefiniz nedir? Herkes ayrı ayrı hedeflerini söylerler. Kimi doktor olmak isterken kimi mühendis olmak istediğini söyler. Kimi iyi bir evlat yetiştirmek isterken kimi başarılı bir öğrenci yetiştirmek ister. Kimi terfi hedeflerken kimi işini büyütmek ister. “Hedefinize ulaştığınızda ne hissedeceksiniz?” diye sorduğumda ise hepsinin söylediği hep aynı şey, “mutlu olacağız”. Aslında hepimizin istediği şey mutlu olmak, aslında hepimizin yaşamdaki tek hedefi mutlu olmaktır. Soru sormaya devam eder ve “sizce mutluluk nedir?” derim. Yine farklı cevaplar gelir. Çünkü mutluluk hepimize göre farklıdır. Bununla birlikte hepimizin nihai hedefi aslında mutlu olmaktır. Biz hep sahip olmadıklarımızı elde ettiğimizde mutlu olabileceğimizi zannederiz. Oysa mutluluk yaşadığın her anın farkına varıp, tadını çıkarabilmektir. Bununla birlikte anları birleştirip istediklerine kavuşabilmektir. Kavuşabilmek için de önce onu hedefleyebilmektir. Sonra da hedefini gerçekleştirmektir. Yani başa dönüyoruz çünkü her şeyin başı hedef. Öncelikle büyük bir hedefiniz olmalı. Sonra da o büyük hedeflerinize ulaştıracak küçük hedefleriniz. Hedefimiz olmazsa ne olur? Problem o ya hiç bir şey olmaz. Şu an elde etmek isteyebileceğiniz bir arabayı hayal edin. İstediğiniz renkte, istediğiniz markada, beygir gücü fazla, şekli istediğiniz gibi fakat bir eksiği var ve gideremiyorsunuz. Direksiyonu yok. O araba ne işe yarar? Yaramaz değil mi? İşte hedefsiz insan da direksiyonsuz araba gibidir. Zeki olabilirsin, çok çalışıyor da olabilirsin, imkânların da olabilir ama hedefin yoksa pek bir şey olamazsın. Okyanusun ortasında dümeni olmayan bir gemi canlandırın gözünüzün önünde. Bir rüzgârla bir tarafa, diğer bir rüzgârla başka bir tarafa gidecektir. Dalgalarda farklı yerlere sürükleyecektir. Belki bir gün bir karaya çıkacaktır ama acaba çıkacağı kara çıkmak isteyeceği kara mı olacaktır? Bir kez yaşadığımız bu yaşamı biz de istediğimiz gibi yaşayalım. Unutmayın bu yaşam herkesten ve her şeyden çok size bağlıdır. Düşüncelerinize, hayallerinize, yaptıklarınıza ve yapmadıklarınıza da bağlıdır. İşte ulaşmak istediğiniz limanı önceden hedefleyin ve oraya doğru ilerleyin. Hedef belirlemenin kriterleri var mı? Elbette var. Öncelikle ulaşılabilir olmalı. İmkânsız olmamalı. İmkânsız derken doğa kanunlarına aykırı olmamalı. Başarılamayacak olmamalı. İkinci olarak kesin ve net olmalı. “Ben sınavı kazanmak istiyorum”,
Kırmızı Karınca
